Bu maceralar, Cengiz Han'ın Hazineleri, Tibet Canavarı, Altın Saçlı Kız, Kız Kulesi Kahramanı, Hülagu'nun Gözdesi, Ağahan'ın Yüzüğü, Alagoya'nın Ölümü, Altın Hançer, ve Bozkurt'un İntikamı'dır.

Kozanoğlu, bu maceralardan başka Kaan yazmayınca, Suat Yalaz kahramanın adını değiştirir ve Karaoğlan böylece doğmuş olur. "Asya Kaplanı" adlı ilk Karaoğlan macerası, 1963 başında dergi olarak yayına başlar.

Kaan'dan Karaoğlan'a geçiş kolay olmuştur; yani kahnaram farklı bir çizgiyi gerektirmemekte ve tiplerin çoğu hazırdır. Karaoğlan, ana karakterini Kaan'dan almıştır. Otsukarcı, Baybora'ya, Çakır'sa Çalık'a dönüşmüştür.

Karaoğlan atletik, deli-dolu, gözüpek ve mert bir Uygur genci olarak tanıtılır ilk başlarda. Bir kahramanda bulunması gereken tüm özelliklere sahiptir. Göçebedir ve bir yerde uzun süre kalmaz. Bu da maceraların geçtiği haritayı genişletmektedir. Zaman içinde Çin'den Hindistan'a, Bizans'tan Altaylar'a uzanır bu maceraların coğrafyası.

Karaoğlan, erkek çocuklara törenle ad koyulan bir dönemde yaşar, ama böyle bir tören göremez; daha birkaç aylıkken annesi öldürülür, babası yaralı bir şekilde oğlunu kurtarabilir ve onu bir ormancıya emanet eder. Ormancı da bebek kendilerine ait olmadığından ona bir isim vermez. Ama kara, gür saçlarından dolayı onu Karaoğlan diye çağırırlar.

Suat Yalaz, birçok maceranın temellerini Türk tarih ve folklorundan almış, bir o kadar da yabancı kaynaklardan yararlanmıştır. Dede Korkut'tan Pardanyanlar'a, Demir Maskeli Adam'dan efsanelere kadar geniş kaynak vardır Karaoğlan maceralarının altyapısında.