Hokkabaz Filmini İzle

12 Nisan 2009 Pazar |


Hokkabaz, öz ve biçim açısından; ne bu hafta vizyona giren Ömer Faruk Sorak’ın ne yaptığını bilmeyen görüntü kirliliği Sınav’ına ne de Yılmaz Erdoğan’ın kendi toprağına yaptığı oryantalist bakışlı Vizontele’lerine benziyor. Başıyla sonuyla, karakter dengelemeleri ve sinematografik tadıyla aklı başında, ne söyleyeceğini bilen bir film. İşte bu açıdan şaşırmadım dersem yalan olur. Zira ekranlardan aşina olduğumuz Cem Yılmaz, en ciddi konuları bile sulandırarak tipik bir MemedAliBey tadı bıraktığı için ve dahi bundan önceki filmlerine, film demekten ziyade tamamına uzun metrajlı parodi demek gerektiği için, böylesi ciddi bir sinema filmine imza atması şaşırttı.

Konusu şöyle Hokkabaz’ın: “İskender hokkabazdır. Yani aslında sihirbazdır. Ama onun ve çocukluk arkadaşı Maradona’nın dışında herkes onun hokkabaz olduğunu düşünmektedir. İstanbul’dan hızla kaçmak zorunda kalan ikili, turne programına Sait’i de dahil ederek büyük risk alırlar. Baba Sait, İskender’i takdir etmeyi uzun yıllar evvel bırakmıştır. Turne üçlünün kaynaşmasına sebep olurken, aynı zamanda görkemli bir dağılmaya sebep olur. İskender, Maradona ve Sait, yol arkadaşları Fatma ile bir dağılıp bir toparlanırlar. Acı ama gerçek, hayatları devam ederken izleyenler bir gülüp bir ağlamaktadır.”

Hokkabaz biçim açısından tipik Emir Kusturica filmlerine benziyor. Yılmaz Erdoğan’ın Organize işlerde karikatürize edip, inandırıcılıktan uzaklaştırdığı ‘tutunamayan’ tiplemesi bir gram abartısız olarak karşımızda. Yönetmen olarak ismi geçen Ali Taner Baltacı’nın olaya müdahillik boyutu nedir bilmiyorum; ama eğer filmdeki Yavuz Turgul tadı onun sinemasının etkisiyse büyük mutluluk duyduğumu ifade edebilirim. Zira Hokkabaz dimağda bıraktığı tad ve film dili açısından da başta Gölge Oyunu olmak üzere Turgul sinemasını hatırlatıp durdu.

Türk sinemasının içerik açısından nerede olduğu tartışılır. Ancak üretim açısından iyi günler yaşadığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz. Sadece bu hafta 3 Türk filmi vizyona girdi. 20’ye yakın film izleyici ile buluşmak için sıra bekliyor. Bu sayısal bereketin Hokkabaz türü ne dediğini bilen, eli yüzü düzgün filmler açısından da olmasını dilemek gerekiyor sanırım. Son bir nokta daha var: Cem Yılmaz sanat yeteneği kadar ticari zekasıyla da saygıyı hak ediyor. Malum Gora, Her Şey Güzel Olacak gibi filmler henüz set aşamasındayken popülariteyi kazanmıştı. Hokkabaz’ın en büyük şansı ise bayram arifesinde vizyona girmesi olacak sanırım.